m_MeHMeT_t
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 11/07/08
Mesaj Sayısı : 304
Nerden : PaRiS 44
Lakap :
|
Konu: SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI SANATÇILARI Salı Ocak 20, 2009 2:56 pm |
|
|
Tevfik Fikret (1867–1915) • İstanbul’da doğmuştur adı Mehmet Tevfik’tir. Ömrünün sonuna kadar Robert Koleji’nde Türkçe öğretmenliği yapmıştır. • Çeşitli yayın organlarında yazarlık ve yöneticilik yapmış, “Batıcılık” akımının en önemli temsilcisi olmuştur. • Sevet-i Fünun döneminin en güçlü şairidir. R.M.Ekrem ve M.Naci ilk hocalarıdır. • Parnasizmin etkisiyle yazdığı şiirlerinde kusursuz bir biçim güzelliği görülür. • Şiirlerinde ölçü, şekil, kafiye gibi ses unsurlarıyla oluşturulmuş bir musiki sezilir. İşlediği konuyu sözcüklerin sesiyle hissettirir gibi yazar. • Aruzu Türkçe’ye başarıyla uygulamıştır. • Şiiri nesre yaklaştırmış, birkaç dize süren cümlelerden oluşan şiirler yazmıştır. • Ferdiyetçilikten toplumculuğa kayan bir sanat anlayışı vardır. Servet-i Fünun’dan önceki şiirlerinde ferdi konuları işlemiş, Servet-i Fünun dışında yazdığı şiirlerinde ise toplumsal konuları işlemiştir. • Toplum için sanat anlayışıyla yazdığı şiirlerinde, hürriyet ve medeniyet temalarını işlemiştir. • Şiirleri hem şekil hem de duygu ve düşünce bakımından batı şiiri yolundadır. • Sanatının ikinci döneminde dinlere de cephe alır, kutsal olan her şeye karşı çıkar, hatta İstanbul'a dahi küfreder (Sis). • Serbest müstezadı geliştirmiş, sone ve terza-rimayı yaygınlaştırmıştır. • Şiirlerinde süslü, sanatlı, ağır bir dili vardır. • “Doksan beşe Doğru, Tarih-i Kadim, Haluk’un Defteri” (Oğlu Haluk’un kişiliğinde istediği neslin özellikleri, onlara verdiği öğütler yer alır),Rübabın Cevabı ( Vatanın kötü yöneticiler elinden çektiği sıkıntıları eleştirel bir üslupla anlattığı bu şiirde şairin bu durum karşısındaki umudunu yitirmediği görülür) Şermin,(Şiirlerini hece vezniyle yazdığı bu şiirlerin hepsi çocuk şiirleridir.) Rübab-ı Şikeste önemli eserleridir.
Cenap Şahabettin (1870–1934) • İstanbul’da doğmuştur. Asıl mesleği doktorluktur. • Fransız sembolistlerin etkisindedir. Şiirlerinde hem parnasizmin hem de sembolizmin etkisi görülür.(sembolizmin musikisi, sözcüklerin ahengine verdiği değer onda da görülür. Parnasizmin ise doğa betimlemeleri, sözcüklerle tablo çizme sanatı yine onun şiirlerinde görülür.) • Şiirde ahenk oluşturmaya çalışır, kelimeleri müzikal değerlerine göre seçer.(Elhan-ı Şita adlı şiirinde sözcükler okuyucuda karın yağışını hissettirir) • Dili süslü ve ağırdır. Bolca sıfat tamlaması kullanır. Arap ve Fars sözlüklerinden yeni kelimeler seçmiş, Fransızca kelimeleri şiirlerinde kullanmıştır. • Serbest müstezadı ilk o kullanmıştır. Bir şiirde birden fazla vezin kullanır. • “Sanat sanat içindir” görüşünü benimser. • Aşk ve tabiat temalarını işleyen şair şiirlerinde iç dünyayla dış dünyayı birleştirip bir kompozisyon halinde sunar. • Düz yazıları çok ünlüdür. Düz yazılarındaki dil şiir dilinden daha sadedir. Düz yazılarını nüktelerle, zarif bir dille, zengin bilgisiyle etkili hale getirmiştir. • Şiirlerini kitap halinde bastıramamıştır. Ancak askeri tıbbiyedeyken yazdığı şiirlerini Tamat adlı şiir kitabında toplamıştır. Hac Yolunda, Avrupa Mektupları ve Suriye Mektupları (gezi ); Nesr-i Harp ,Evrak-ı Eyyam,Nesr-i Sulh (Değişik yazıların yer aldığı eserler); Yalan, Körebe (tiyatro), Tiryaki sözler (vecizeleri) diğer önemli eserleridir.
Halit Ziya Uşaklıgil (1867–1945) • Uşak’ta doğmuştur. İstanbul’a yerleşmiştir. Öğretmenlik ve mabeyin başkatipliği yapmıştır. Beli bir süre Osmanlı Bankasında çalışmış • Servet-i Fünun’un roman ve hikâyede en ünlü edebiyatçısıdır. • Batılı anlamdaki ilk romanları yazan sanatçı, Türk romanına tamamen batılı bir hava vermiştir • Romanlarında aydın kişileri anlatır. (Mai ve Siyah’taki Ahmet Cemil, Servet-i Fünun sanatçısının temsilcisidir.) • Kahramanlarını yaşadıkları çevreye uygun anlatır ve ruh tahlillerine önem verir. • Eserlerinde realizmin ve natüralizmin tesiri vardır. Realist psikolojik eserleriyle tanınmıştır. • Süslü, sanatlı, ağır bir dili vardır; fakat dili başarıyla kullanmış, sözle anlam arasında sıkı bir bağ kurmuştur. (Türk dilinin sadeleştiği dönemde kendi eserlerini sadeleştirmiştir.) • Alışılmıştan farklı bir cümle düzeni vardır. • Hikâyelerinde; sade ve tabii bir dil, şiirli bir anlatım ve sağlam bir yapı vardır. • Romanlarında olaylar yalnız İstanbul da geçerken, hikâyelerinde Anadolu ve köylerde geçer. • Nevruz ve Hizmet gazetelerini çıkarmıştır. • Nemide ,Bir Ölünün Defteri , Ferdi ve Şürekasu, Aşk-ı Memnu(Boğaziçi yalılarındaki hayattan bahsetmiş) Mai ve Siyah(Ahmet Cemil’in ağzından servet-i fünun’un edebi anlayışı anlatılmıştır), Kırık Hayatlar; (Roman); İzmir Hikayeleri ,Aşka Dair ,Onu Beklerken ,Kadın Pençesi, Bir Muhtıranın Son Yaprakları, Bu Muydu Hatıra:Kır Yıl (hayatının kırk yılını anlatır), Saray ve Ötesi, Bir Hikaye-i Sevda, Hepsinden Acı, İhtiyar Dost (hikaye) önemli eserleridir. Mehmet Rauf (1875-1931) • İstanbul’da doğmuştur. İlk yıllarında Halit Ziya’nın eserlerine ve realizme ilgi duymuştur. • İlk psikolojik roman (Eylül) yazarı olan sanatçı Servet-i Fünun romanının ikinci önemli ismidir. • Roman, hikâye ve tiyatro türünde eserleri vardır. • Romanlarında kendi hayatından önemli yansımalar vardır. Romanları genelde İstanbul ve çevresinde geçer. • Halit Ziya’ya göre dili daha sadedir. • Romanlarında romantik duyguları, hayalleri ve aşkları işlemiş, sosyal hayata pek yer vermemiştir. Ele aldığı aşk seçkin aileler arasında geçer. • Psikolojik tahlillere büyük önem verir. Ruh tahlillerinde de başarılıdır. • Eylül (isimli eserinde yasak aşkı konu alır. Romanın şahıs kadrosu dardır.) Genç Kız Kalbi, Son Yıldız, Define, Kan Damlası, Kadın İsterse, Böğürtlen, Karanfil ve Yasemin, Ferda-yı Garam (roman); Siyah İnciler (mensur şiir kitabı); Cidal, Pençe, Yağmurdan Doluya (tiyatro) önemli eserleridir. |
|